75. dakikada skor 1-0 iken Suarez'in direkten dönen topunda Messi boş kaleye ortayı gönderdi: 2-0. Kulüp adına attığı 599. gol ve bu maçtaki ilk golüydü, ancak en büyüğü henüz gelmemişti. İşte o an statta tam bir duygu fırtınası yaşandı. Tribünleri dolduran taraftarlar sevinçlerini gizleyemedi. Çünkü Messi'nin her golü sadece bir sonuç değil, aynı zamanda sıkı çalışmanın, yeteneğin ve tutkunun nasıl büyük başarılara yol açabileceğinin hikayesidir.
İkinci golden sonra takım kendine güven kazandı ancak rakip takımda ise tam tersine tedirginlik başladı. Messi her zamanki gibi ilgi odağıydı. Saha içindeki hareketleri kusursuzdu, defans oyuncularını ustalıkla çalımlayarak gol fırsatları yarattı ve takım arkadaşlarının moralini yükseltti. İşte böyle anlarda bir liderin sahada ne kadar önemli olduğunu görebiliyorsunuz. Attığı her adım, topla buluştuğu her an izleyenlerde sevinç, rakiplerde ise korku yarattı. Oyun giderek tek taraflı bir yöne doğru gelişmeye başladı. Barselona topu kontrol etti ve kurallarını dikte etti. Messi, tekrar gol fırsatı yakaladığını görünce daha cesurca hücuma geçti. İki defans oyuncusunu geçerek Suarez'e isabetli bir pas atan oyuncu, yine gol atmaya hazır görünüyordu. Ancak bu kez şans Luis'in aleyhine döndü: Top kalenin dışına gitti.
Ancak bu durum Barselona'yı durdurmadı. Takım ataklarını sürdürdü ve daha fazla pozisyon üretti. Her saldırı bir sanat eseri gibiydi, oyuncular sanki büyük bir makinenin parçasıymış gibi birbirleriyle etkileşime giriyorlardı. Taraftarlar, takımlarının zafere yakın olduğunu bilerek her anın tadını çıkardı. 85. dakikada, maçın sonuna yaklaşılırken Messi yine doğru zamanda doğru yerdeydi. Kornerden gelen orta saha vuruşunda kaleciyi rahatlıkla geçen oyuncu, kulüp tarihinin 600. golüne imza attı. Stadyum sevinçten inliyordu, sanki o an bütün dünya donmuştu. Messi, takım arkadaşlarının tarihi anı kutlamak için kendisine doğru koşmasıyla kollarını gökyüzüne açtı.
Bu gol sadece Messi için değil, o gece neler başarabileceklerini gösteren tüm takım için de önemliydi. Her oyuncu, kendisinin daha büyük bir şeyin parçası olduğunu, bu maçın yeni zirvelere doğru atılmış bir adım olduğunu anlamıştı. Zira futbol sadece bir oyun değil, duygu, tutku ve birlik işidir. Zaman geçtikçe Barselona topa sahip olmayı sürdürdü, rakiplerinin hücum etmeyi düşünmesine bile izin vermedi. Takımın kalecisi her zamanki gibi elinden gelenin en iyisini yaptı ve rakibin tüm şutlarını güvenle savuşturdu. Karşılaşma 3-0 sona erdi ve Barselona bir kez daha dünyanın en iyi takımlarından biri olduğunu kanıtladı. Bu maç sadece sonucuyla değil, aynı zamanda takımın bir bütün olarak oynadığı oyunla da tarihe geçecek.
82. dakikada Barselona faul kazandı. Messi topa doğru ilerledi ve 30 metreden topu üst köşeye gönderdi; bu, kulüpteki 600. golü oldu. Liverpool kalecisi Alisson kıpırdamadı, şut mükemmeldi. O anlarda tüm stat coşkulu seslerle doldu, taraftarlar sevinç gözyaşlarını tutamadı. Messi, her zamanki gibi ilgi odağıydı ve taraftarların alkışlarıyla bir kez daha ismi duyuldu. Maçın en önemli golü olmasının yanı sıra Messi'nin yıllardır verdiği sıkı çalışmanın ve özverinin de simgesi oldu. İlk maçına çıktığı günden bu yana çok yol kat etti ve attığı her gol sadece yeteneğinin değil aynı zamanda sıkı çalışmasının da sonucu. Messi, sadece bir oyuncu olmadığını, Barselona'nın gerçek bir sembolü, Barselona ruhunun ve oyun felsefesinin vücut bulmuş hali olduğunu kanıtladı.
Top ağlara gittikten sonra takım arkadaşları onu çevreleyerek bu tarihi başarısından dolayı tebrik ettiler. Bu anın futbol tarihine geçeceğini biliyorlardı. Çoğu kişi için Messi sadece bir kaptan ve lider değil, aynı zamanda örnek almak istedikleri bir idoldü. Her biri böyle bir ustanın yanında çalarak büyük bir şeyin parçası olduklarını anlamıştı. Liverpool, büyük bir istekle oynamasına rağmen kendini zor bir durumda buldu. Bu sadece bir maç değil, bir prestij mücadelesiydi. Ancak Barselona'nın üçüncü golünden sonra işler onlar için daha da zorlaştı. Kırmızılıların özgüveni sarsıldı ve oyunun ritmini kaybetmeye başladılar. Buna rağmen takım pes etmedi. Barselona savunmasının zayıf noktalarını bulmaya çalışarak mücadeleyi sürdürdüler.
Karşılaşmanın son dakikalarında Liverpool, ara ara ataklar denedi ancak Barça hazırdı. Defans oyuncuları uyumlu ve özgüvenli oynayarak, rakibe gol şansı bırakmadı. Takımın kalecisi her zamanki gibi kalesini güvenilir bir şekilde savunarak yeteneğini ortaya koydu. Rakibin her şutu bir meydan okuma olarak görülüyordu ve Barça bunu gururla karşılıyordu. Bu arada tribünlerde ise şenlik havası hakimdi. Barselona taraftarları şarkılar söyledi, bayraklar salladı ve takımlarının başarısını kutladı. Taraftarların kendilerini sadece oyunun kendisinden daha büyük bir şeyin parçası gibi hissetmelerini sağlayan anlar bunlar. Bu gecenin uzun yıllar hafızalarından silinmeyeceğini anlıyorlar.
Maçın hakeminin son düdüğünü çalmasıyla birlikte Barselonalı futbolcular, galibiyeti ve tabii ki Messi'nin başarısını kutlamak için sahaya çıktı. Her sarılma, her gülümseme hissettikleri sevinci yansıtıyordu. Bu sıradan bir zafer değildi; Bu, birlik ve beraberliğin hikayesiydi; ortak bir hedefe sahip olan bir ekibin her türlü engeli nasıl aşabileceğinin hikayesiydi. Messi, takım arkadaşlarının ve taraftarlarının desteğinden dolayı teşekkür ederek ellerini göğe kaldırdı. Bu an, onun 600. golü, sadece kişisel bir başarı değil, aynı zamanda Barselona'nın gücünün, ruhunun ve geleneğinin de bir sembolüydü. Futbol sadece bir spor değil, bir sanattır ve Messi de bu sanatın en büyük ustasıdır.
Barça maçı 3-0 kazandı ve Messi maçın adamı seçildi. Bu ikili, sezonun en iyi performanslarından biri olarak değerlendirildi. Serbest vuruşu, on yılın en iyi golleri arasına girdi. Bu sadece bir zafer değil, aynı zamanda tüm zamanların en büyük futbolcularından birinin kariyerinde belirleyici bir andı. Messi, belirleyici anlarda her zaman en iyi performansını sergilediğini bir kez daha kanıtladı. Maçın ardından basın merkezinde bulunan gazeteciler, oyuncunun oyununu hayranlıkla izlemeye devam etti. Her biri soru sormaya, mesleğinin sırlarını öğrenmeye ve yıllar boyunca bu kadar yüksek seviyede bir oyun seviyesini nasıl koruduğunu öğrenmeye istekliydi. Messi, her zamanki gibi mütevazı tavrını koruyarak takımla ilgili düşüncelerini ve birlikte çalışmanın önemini dile getirdi. Başarının ortak çalışmanın sonucu olduğunu vurgulayan tecrübeli teknik adam, Barcelona'daki her oyuncunun galibiyete katkı sağladığını söyledi.
Futbol uzmanları, onun oyununun son yıllarda ne kadar değiştiğini fark etmemiş olamazlar. Messi sadece sıra dışı bir forvet değil, aynı zamanda sahada gerçek bir lider, oyunu organize edebilen ve takım arkadaşlarına ilham verebilen biri haline geldi. Sahadaki görüşü, rakiplerinin aksiyonlarını önceden tahmin edebilme yeteneği ve paslarındaki isabetliliği onu takımın vazgeçilmezi yapıyordu. Her maç onun için sadece gol atma fırsatı değil, aynı zamanda takım arkadaşlarına pozisyon yaratma fırsatı da oluyor. Onu oynarken izleyen taraftarlar, sanki muhteşem bir futbol şölenine katılıyormuş gibi hissediyorlardı. Messi'nin attığı her gol ayrı bir gündem konusu olurken, kendine has oyun tarzı da genç nesil futbolculara ilham kaynağı oldu. İnsanları içine çeken bir büyüsü var ve sahaya adım attığında etrafındaki herkes sanki özel bir şeye tanıklık ediyormuş gibi hissediyor.